Con Saim Erken avevo avuto occasione di collaborare qualche anno fa in occasione di un ciclo di mostre collettive realizzate con la partecipazione di artisti turchi e italiani. Proprio per la natura della mostra erano veramente poche le opere esposte ed era impossibile calarsi in pieno nelle atmosfere di Saim fatte di gente che, ferma o in movimento, si affolla in una strada, in una spiaggia oppure alla fermata di un autobus con un caotico ordine che trasmette solo serenità e relax. Il merito naturalmente e anche della tavolozza impiegata da Saim, una tavolozza le cui tinte non respingono ma anzi invitano, pioggia o sole che sia, ad accalcarsi e a godere della presenza di una umanità laboriosa e serena nei movimenti e nei pensieri…
“Zamanın Gölgesi Altında” Saim Erken’in “Zamanın Gölgesi Altında” adlı kişisel sergisi 16 Kasım – 11 Aralık 2011 tarihleri arasında, Nişantaşı’ndaki tarihi Damat Tween ADV Mağazası’nın 6. ve 7. katlarında yer alan Artgalerim Nişantaşı Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
“Uzun zamandır çalıştığım resimlerde yer alan temalar figür ve onun bulunduğu mekan ile olan ilişkisi üzerinedir. Bu çalışmalarda figür panoramik bir düzlemde yer almakta ve kalabalık içinde bulunmaktadır. Panoramik görüntülerde figürler yan yana desteklenerek resimlerde hareketlilik oluşturulmaktadır. Vurgulanmak istenen konu resmin yüzeyine yayılmaktadır. Figürlere çoğu zaman gölgeler eşlik etmekte, bu da resimlerin zaman olgusunu güçlendirmektedir. Figürlerin durağan halleri kalabalık ortamda, kentin tam ortasında her an bir şey olacakmış hissi yaratmakta, resmin dinamik yapısına katkı sağlamaktadır. Gerçeklikle ilgili değer fotoğraf makinesinden gözlemleniyormuş hissi uyandırmaktadır. Hiç bir figürün diğerini etkilemediği resimler, bir “an” olgusunu yaratır. Resimlerde yaşamın çelişkilerini durağanlaştırılarak, oluşturulan bir kompozisyon anlayışı hakimdir. Fırça değerlerinin, boya yoğunluğunun zenginleştirilmesi, renkli grilerle oluşturulan soyut derinlik anlayışı yaşamda yalnızlık duygusunu güçlendirmektedir. Renkler, resme hareket ve canlılık getirmesi için resmin yüzeyine yayılmaktadır. Arka yüzeylerde sert ve keskin geometrik formlar kent olgusunu sağlamaktadır. Ortak yaşam alanlarından seçtiğim mekanları, içine karıştığım karmaşayı durdurup kişiselleştirme düşüncesi ile çalışmaktayım.”
Saim Erken, Ekim 2011