Da molti anni seguo le mostre e ammiro le opere di Laura Migotto ma sempre, davanti all’ultimo lavoro, ho come la sensazione di ammirare la produzione di un artista che non conosco, tanti sono, ogni volta, i nuovi stimoli culturali e percettivi, quasi olfattivi, contenuti nella produzione dell’artista romana. Solo i tratti comuni ci ricordano chi è l’autrice, perché poi, essere catturati dalle perfette forme classiche, cavalcare i suoi cavalli alati farsi avvolgere e risucchiare dalle grandi spirali allargate all’infinito, diventa un susseguirsi veloce e inarrestabile, la partenza per un viaggio simile a quello che Stanley Kubrik, nel suo capolavoro “2001 odissea nello spazio”, fa compiere a David Bowman. Il viaggio dell’evoluzione del corpo e dello spirito. Ferdan Yusufi

Roberta Coni’nin Portreleri
Roberta Coni; Yalnızca omuz başlarına kadar resmettiği gerçekçi, yer yerde provakatif bakışlı imajlarında, izleyenini tıpkı Gauguin’in Tahiti’li kadınları resmettiği portrelerinde olduğu gibi mistik bir havaya sokuyor.
Portrelerini yaptığı kadınların; Yaşamın ruhlarına ve bedenlerine yüklediği tüm zorlukları, gözlerinin bebeklerinde, dudaklarının kıvrımlarında topluyor.Coni’ nin portrelerinde gözbebekleri değişik yaşamlara açılan pencereler gibi izleyicinin dışarıdan içeriye bakmasını sağlıyor. !zleyicinin içeride her türlü yaşanmışlığı bulmasını sağlıyor ve yaşam hakkında, özellikle kadınların iç dünyası hakkında daha çok düşünülmesine neden oluyor. Dudak kıvrımlarına bakarken ise izleyici; portrenin söyleyeceği birşeyler varmış ancak susmuş izlenimine kapılıyor.ⅰzleyicileri iç dünyalara yolculuğa çıkartan Coni aynı zamanda geleneksel yağlıboya resim tekniğini ile günümüz çağdaş çalışma teknikleri ile buluşturuyor. Zaman içinde Roberta Coni, Dünya kadın sanatçıları arasında iç dünyaya açılan bir pencere gibi kullandığı portreleriyle hiç kuşkusuz çok önemli bir yer edinecektir. Telga Südor Mendi

Laura Migotto ‘nun bütün sergilerini izliyorum ve işlerini uzun yıllardan beri takip ediyorum , resimlerini ve heykellerini hayranlıkla izliyorum Romalı sanatçı, sürekli yenilikler peşinde olup ve her seferinde en son yaptığı işinde izleyiciyi şaşırtır….sürekli yeni kokular , yeni algılar ve yeni kültürel uyarılar iletir…Laura, Klasik formları kullanarak elde ettiği ortak özellikleri ile, sanatçı kimliğini hemen ortaya koyar,,çok özgün işler üreten Migotto ‘nun eserlerinde kişi kendini , adeta kanatlı atlarla uçmak sonsuz geniş spirallerin içinde kaybolmak ve durdurulmaz hızlı bir yolculuğa çıkmış gibi,hisseder …tıpkı 2001 Stanley Kubrick “2001 A Space Odyssey “ de adlı başyapıtında David Bowmana yaptırdığı beden ve ruh evrimindeki yolculuk gibi… Ferdan Yusufi